61- BÜYÜYE İNANIR MISINIZ ?

Göğsünü gere gere ''haaayııır'' diyenlerdendim. Taaa ki, o tv programını seyredene kadar... Yıllar yıllar önceydi, o zamanlar ekranlarda içki kadehleri henüz öcü olmamıştı. Öyle işlerine gelmeyen her şeyi makaslamak yoktu. Hoşgörü egemendi. Şimdi artık şuursuzluğa varan sansürler şaşırtıyor. Mesela, adam suç üstü yakalanmış, suçu sabitken sansürlüyorlar, ismini saklıyor, sadece baş harflerini yazıyorlar... Namussuzların namusunu korumak size mi kaldı? Suç aşikar, ayan beyan ortada ama yayın organları leke sürmeye kıyamıyorlar, babalarının oğluymuş gibi kondurmak istemiyorlar, ve... Budalalıkta sınır yok maalesef, düzeltmeye ömür yetmez. Bu tutuma makul, akli bir sebep gösteremezsiniz...Bırakın ucunu gitsin. Gittiği yere kadar... Konumuza dönelim. İlgi çeken içeriklerle akşam kuşağında haber-magazin programları olurdu. Bir defasında, artık adını hatırlayamadığım ama saygı duyduğum, pek güvenilir, ismi marka olmuş bir kadın sunucunun programında (belki yapımda da emeği vardı) gördüklerim aklımı durdurdu. Ekranda genç bir adam; sevdiği kızı alamamış, beklenmedik şekilde araya ayrılık girmiş. Etraf, büyü yapıldığına hükmederek, nam salmış Güneydoğu'lu bir Hocayı tavsiye etmişler. Baştan sona büyü çözme oturumunu kare kare izlettiler. Hatta O saygıdeğer kadın sunucu ''Sayın seyirciler lütfen gözünüzü ekrandan ayırmadan seyredin'' diyerek uyardı. (Çünki malına güveniyor, kendi gibi herkesin aklı dursun istiyor) ve ilave ediyor. ''Olayı baştan sona aralıksız, ekrandaki görüntüyü kesmeden, kamerayı görüntüden ayırmadan veriyoruz ki, kimse herhangi bir şüpheye düşmesin'' Öyle de yaptılar... Hoca, mağdura bir yumurta aldırıyor, kadına ait bir kabre belden aşağı hizaya gelecek şekilde gömülüp bir gece bırakılıp ertesi gün kendisine getirilmesini istiyor. Genç adam bunları yerine getirmiş, gelmiş. Karşılıklı oturuldu, dualar okunduktan sonra küçük bir makas yardımıyla yumurta üst tarafından kırıldı, ( Bu arada, yumurta ekranda kafamdan büyük boyutta yer alıyor) makas içine daldırılarak uzam uzam yumurta aklarının içinden önce bir çengelli iğne, az sonra da ( örgü bilen bilir) tığ ile zincir çekilmiş bir pamuk iplik çıkardı... Hoca bunun kısmet bağlamak amacıyla yapıldığını söyledi. Geçmiş gün, daha bir şeyler vardı, konuşuldu. Doğrusu, ötesini net olarak hatırlamıyorum. Benim de sebebim vardı. Veee adamın peşine düştüm. Çok arayan varmış telefon santralı kilitleniyormuş. Besbelli milleti şaşırtmak için yanlış telefon numarası verdiler. Mevcut numaralarla oluşturulabilecek tüm alternatifleri, kombinasyonları denedim, uzun uğraşılar sonrası, nasıl oldu bilemedim ama bir mucize oldu, ulaştım... İlk görüşmemizde verilen talimatları (Ekranda da görmüş olduğum gibi) yerine getirdim ve ertesi sabah yumurtayı bıraktığım yerden alıp, heyecan içinde bilinmeyene doğru yola çıktım. Kuzguni saçlar, derisi kahve-esmer, ince yapılı bir adam. Avrupa yakasında, bir oto sanayi'de , O pazar günü için randevu verdi. Ben girerken, kapısının önünde Alman plakalı lüks arabayla bir kadın ,iki erkek sıralarını bekliyorlardı. Oturdum. Ritüelin bir parçası olarak dualar filan okundu, Hoca makasla yumurtayı üstten kırdı, evvelce ekranda gördüğüm gibi makası içine daldırdı, biri türbe yeşili, diğeri açık sarı, iki tane küçük muska çıkartarak, yumurta akları akar durumda bir kağıdın üstüne koydu... Ondan sonrası da uzun ve çok şaşırtıcı işlemler... Bence bu kadarı yeter, gerisini anlatmak manasız .Maksat hasıl olmuştur...Bu olay, benim başka bir dünyanın varlığına kuşku ile bakmamın sonu olmuştur. Elle tutulur biçimde yaşadım, gözlerimle gördüm. Referansım da çok esaslı, yani; kendim. Kim ne derse desin artık hakikate vakıfım, şüphe duymam... Maalesef büyü de var, nazar da...Ona göre. Kendinizi kötülerden kollayın, koruyun diye paylaştım... . Hoşcakalın