18- FEMİNİSTLER HODRİ MEYDAN !
- saybars06
- 17 Oca 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Ara 2023
Duygu Asena, seksenli yılların sonunda bir kitap yazmıştı, ''Kadının Adı Yok''. İşte o yıllar Feminizm'in hararetle savunulduğu yıllar oldu. Azalarak sürdü. Şimdilerde harareti düşmüş durumda. Feministlerin sesi, soluğu kesildi. Baktılar ki; çıkar yol değil, anlamsız bir didinme. Değil kadının, değil erkeğin insanlığın daha önemli, daha acil, can acıtan sorunları varken bence bu, basit bir fantazi olmaktan öte birşey değildir. Bir TV programında bir-kaç akademisyen erkek konuşmacı gülüş kırılış şöyle ortak ve çarpıcı bir tespitte bulunmuştu. Aynen şu ifadeyi kullandılar. ''Feministlerin çoğu, evde kalmış, çirkin kadınlardır''.. Hay ağzınıza sağlık! Katılırsınız katılmazsınız ama adamların kanaati bu ve bunu ekrandan cümle aleme duyurdular. Allah onlardan razı olsun! Bunu duyar da hala feminist olmaya kalkar mısınız? Kalkmazsınız, bunu duyan feministler de öyle yaptılar, bu yargıdan paylarına düşeni aldılar, seslerini soluklarını kesip geri çekildiler. Yani feminizm yanlısı yaygaraların kesilmesini o üç dört konuşmacıya borçluyuz. Ortada kaldı, kimse çirkin ve evde kalmış yaftasını sahiplenmek istemedi. Hiç duymamış gibi yaptılar. Eleştiriyorum, cazgır tavırlarını beğenmiyorum. Ama ben de sonradan olma değil, doğuştan feminist ruhlu biriydim. Evvelce onlar gibi düşünürken, zamanla bu mücadele bana anlamsız ve yanlış geldi. İki keçinin köprüdeki çatışması gibi bir şey.. Sonunda insanı yalnız bırakan, mutsuz eden, anlamsız bir savaş.Madem onlarla birlikte yaşamaktan vazgeçilmiyor, Feminizm'den geçilsin.. Kadın erkek eşitliği değil, insanların eşitliği savunulsun.. Tabiat, erkek ve kadını farklı özellik ve görevlerle donatarak konumlarını belirlemiş. Günlük yaşamın içerisinde, mesleki ve eğitsel alanlarda kimsenin kimseye engel olduğu yok. Herkes istediği ve potansiyelinin elverdiği yere kadar gitmekte serbest. O halde neyin mücadelesi yapılıyor? Önemli olan, bu savaşla kadının ne elde edeceği, nereye ulaşacağı. Bence kadını antipatik yapmaktan başka işe yaramıyor. Empati yapın, erkeğin yerine kendinizi koyun, karşınızda ''car, car, car' yırtınan cazgır bir kadını nasıl algılarsınız? Ne sevimsiz değil mi? Şu da tartışılır; şehirli kadının sahibi olduğu mücadelenin, asıl buna ihtiyacı olan kırsal kesim kadınına faydası yok. Üstelik kadınların erkekle her alanda, her konuda aradıkları eşitlik, bazı konularda pek de hoşlarına gitmeyebilir. Örneğin ''Erkeklere yaşı sorulmaz diye bişey duydunuz mu? Kadınlar için var ama! Feminizmi savunan, her alanda erkeklerle aşık atmaya çalışan kadınlara öncelikle yaşlarını sormalı Bakalım bir erkek kadar rahat ve komplekssiz olabilecekler mi? Eşitliğe buradan başlayalım, yaşlarını çekinmeden soralım. Yaşını devlet sırrı gibi saklayan feministler n'olcak şimdi? Tamam mı, devam mı? Hem kadın milletine soruyorum: Nedir bu erkeklerle alıp veremediğiniz? Hoşcakalın.

Yorumlar