top of page

13- Bir Zamanlar Bir ''Devlet Babamız'' Vardı O Artık Yok Çoktan Öldü

  • saybars06
  • 6 Oca 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 May 2022

İnsanlarımızda, bazı dönemlerin yönetimlerine karşı '' Devlet Baba'' sözünde ifade bulan bir güven duygusu yaşanırdı.. Sanki kocaman kollarını açıp, etrafımızdan dolaştırarak bizi kucaklayan, kötülüklere karşı koruyan, hepimizi himayesine almış bir kuvvetti. O devlet böyle hissettirirdi bize. Üstelik, O'nun tarafından topluca himayesi altına alınmış olmak bizde birlik, beraberlik ve aidiyet duygusu yaratıyordu. .Ne de olsa aynı babanın çocuklarıydık. Kader birliği yapmış büyük bir aileymişiz hissi bizi kuşatırdı. Çok güzel, millet olma ve birlik beraberlik bilincini güçlendiren bir inançtı bu... Ve O gün o devlet, vatandaşını kollar, onların menfaatlerini korur, bugünkü gibi her fırsatta kırparak, verdiklerini kepçesiyle geri almaya kalkmazdı..''Ne haliniz varsa görün'' umursamazlığı içinde olmazdı.. Bütçesinde biraz genişleme olduğunda, bunu evlatlarına pay etmekten kaçınmazdı Hiç unutmam Adnan Menderes Başbakanken maaşları tam ikiye katlamıştı. Yani, inanılır gibi değil ama % 100 zam yapmıştı. Evlerdeki ferahlamayı ve sevinci düşünebiliyor musunuz? Peki, vatandaşa güven veren, millete bir büyük aileymiş hissini yaşatan bu ''babalık'' müessesesine ne oldu? Bizim son babamız, insan sevgisini bilen, bilge kişiliği, sempatik tavırları ve karizmasıyla Süleyman Demirel'di. O'nunla birlikte devletin baba olma hüviyeti son buldu.(Bu arada O'nun bize göre karşı partiden olduğunu söylemeliyim. Şüphesiz çok yanlış icraatları vardı ama fanatizm benim ruhumda yoktur, ben O'nun kişiliğini, karakterini sever,çok sempatik bulurdum)............. Kısacası, artık devlet babadan bahsedemeyiz, yoktur.. Süleyman Demirel günlerinde, devletin, devlete yakışır biçimde ciddiyeti, adaleti vardı. En basit örnektir; maaş farkları tahakkuk eder etmez çeklerini postacı ayın 1'inde ''şaşmaz bir şekilde'' evimize getirirdi. Devlet bu üç kuruşu alıkoymaya tenezzül etmez, ilkeli davranırdı. O'nunla birlikte bu tavır da son buldu.. Şimdi onbeş gün, bir ay sallıyorlar. İnsanların üç kuruşun bile hesabını yapıp yolunu gözlediğini biilmiyor gibi. Vatandaşın ihtiyacı vardır, bir an önce ödensin diye düşünmüyorlar. Düşünmüyorlar, çünki O, artık ''baba'' değil. Çiller başbakan olduğunda, partilisi olmadığım halde, özellikle dış ülkelere yaptığı gezilerde, imajıyla gurur duyardım. Özallardan sonra bana iyi gelmişti. Benimsemiştim, sevmiştim. O da bize ''ana'' olur sanmıştım. Öyle olmadı, enflasyon konusunda eski mahalleye, yeni adetler getirdi, icat çıkardı, memurun bugünkü mağduriyetinin sebebi bence O'dur. Meğerse ''ana'' değilmiş! Nasıl mı? Yine unutuldu değil mi? Durun anlatayım. Çiller siyaset sahnesinde yokken memurların her yıl almakta olduğu maaş zammı oranı, GEÇEN son bir yılın enflasyon oranına göre belirlenir, enflasyonun bir yıl içinde maaşlarda yaptığı erime, o yılın istatistiki verilerinde gerçekleşen oranda maaşlara iade edilirdi. Gerçekçi, hakka, hukuka, matematiğe, ve de vicdana en uygun ve de iyi niyetli bir uygulama yapılırken, devlet ''baba''idi... Ne zaman ki devlet ''ana'' oldu, işler bozuldu.. Maaş zammının gerçeklere değil, kehanetlere göre belirlenmesini ortaya attı ''ana Çiller'' ve gerçekleştirdi. Muhtemelen kendisinin de inanmadığı, çarpıtılmış (o günden bugüne enflasyonun kaderi olmuştur çarpıtılmak) o günkü % 65'lık enflasyon oranından da düşük zam yaparak memurların giderek fakirleşmesinin, maaşlarının erimesinin, reel gelirlerinin kaybının sebebi oldu..Yani kehanete dayalı enflasyon hesaplamanın mucididir kendisi. Bu da memurun giderek içeri girmesinin başlangıcı olmuştur.. Gerçekler, bilimsel veriler ortada dururken faraziyelerle işi götürmek iyi niyetli bir tutum olabilir mi? Aklınıza ne geliyor? Niyet ortadadır... Kısacası, ''Ana'' mıza bile her zaman, kayıtsız şartsız inanmamak, güvenmemek gerektiğini öğretti bize.. Ana da evladına kıyarmış demek, öğrendik. Şimdi de onun açtığı yolda, giderek eriyerek yürüyoruz. Hoşcakalın

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
79 -İNSANI İNSAN YAPAN DETAYLAR

TÜSİAD Başkanı ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı ifade vermek için mahkemeye getirilmişler. Sanki bitmeyi bilmez koridorlar...

 
 
 

Yorumlar


©2020, sibelius tarafından kurulmuştur.

bottom of page